Evlilik modern zamanlarda insanların birbirini tanıması, sevmesi ve bir daha ayrılmamak üzere hayatlarının sonuna kadar ortak bir gelecek paylaşmak, iyi günde kötü günde bir ömrü paylaşmak için bir araya gelerek oluşturdukları müessesedir. Hiç kimse hayatında bir kez yaşayacağı ve neredeyse herkes için hayatının en önemli kararı olan bu ciddi karara kafasında herhangi bir soru veya endişelerle girmek istemez. Evli çiftlerde boşanma oranı %35’lik oranıyla en fazla 1 ila 5 yıllık evli çiftler arasında gerçekleşmesi boşanmanın en büyük sebebinin çiftlerin birbirini yeterince tanımıyor olmasından veya evlenmeye gerektiği kadar hazır olmadıklarından gerçekleşmektedir.
Her gün aynı yüzü görmeye ve bir çatı altında yaşamaya ne kadar hazırsınız?
Neredeyse herkes gençlik yıllarında mutlu bir yuvaya sahip olmanın hatta çocuk sahibi olmanın hayallerini kurmaktadır. Yakın bir geçmişte genç kızlar için beyaz gelinlik, erkekler için iyi bir işe sahip olmak ve eve geldiklerinde onları bekleyen mutlu aile tablosu hayalleri vardır. Ne yazık ki herkes aradığı mutluluğu bulamaz veya bulsa bile bazı sebeplerden ötürü idame ettiremez. Ülkemizde neredeyse her 6 çiften 1’i boşanmakta; başta aile olmak üzere toplum baskısı, geçim korkusu ve çocuk gibi sebeplere bağlı boşanmak istediği halde buna cesaret edemeyen insanların sayısı bundan daha fazla. Sadakatsizlik, uyuşmayan zevkler, aşkın ölmesi, eşlerin ailelerinin baskıları, geçim sıkıntısı gibi çok fazla neden olabilir. Araştırmalara göre etrafında mutsuz evliliklere şahit olan yeni nesil evlenmeye sıcak bakmıyor.
Evlenme Ve Boşanma Eğitimle Doğrudan İlişkili Olabilir mi?
Kariyer ve iş hedefi olmayan kadınlar, bu konuda hayalleri olan diğer kadınlara göre çok daha erken yaşlarda evlenebilir.
Boşanma yaş aralığı en sık 30 ila 39 yaşında arasında olmakta ve evlenme yaşı neredeyse 30’lu yaşlara kadar yükselmesi, insanların evlenmek için eskiye nazaran daha temkinli davranmaları ve daha çok ülkenin kırsal bölgesinde yaşayan insanların daha erken yaşlarda evlenmesi eğitimle direkt bağdaştırılabilir. Bunun manası eğitimli kesimlerin evlenmek için ideal yaşının gelmesinin yanı sıra evlenmesi için yeterli bir sebep olmadığını, bununla beraber hem evleneceği kişi hem de kendi geleceği için bir kaygı içinde veya birbirlerini daha iyi tanımak adına zaman kazanmak olabilir.
İçgüdüler Her Zaman Doğru Çıkmayabilir!
Tüm bu sebep veya sebepleri göz önüne aldığımızda evlenme kararı vermek maddi sebeplerden çok manevi sebeplerden ötürü daha zor olabilmekte. Ancak İnsanoğlu da diğer tüm canlılar gibi içgüdüsel olarak soyunun devamını sürdürmek için çocuk sahibi olmak ister ve özellikle dindar ülkelerde toplum baskısından çekinen insanlar bu sebeplerden ötürü evlenebilirler. Ancak bu tür bir sebepten ötürü evlenme kararı almış insanların %40’ının boşanmakta olduğu gerçeği bunun sorgulanması gereken bir karar olduğunu göstermektedir.
